Cuma Günü Kurtarıcı Kombin


Eğer bir Cuma akşamı dışarı çıkacaksanız ve bu duruma hazırlıksız yakalandıysanız, ne giyeceğinizi düşünürken çileden çıkabilirsiniz.

Özellikle mevsim geçişlerinde yaşanan bu ne giyeceğim sorunsalı bazen biz kadınların dünyadaki en önemli sorunu hale gelebilir.

İçinize sinen bir kıyafetiniz yoksa ve alışverişe de vaktiniz ya da imkanınız yoksa eldekiler kullanmaktan başka çaremiz yoktur.

 Bu durumda elimizdekileri en verimli şekilde kullanarak ne yapabiliriz...

Bakalım..

Burada iki temel kıyafet önemli, burada da sizin elinizde olmaması ihtimaline karşı iki seçenekle ilerliyoruz ama ikisinden biri mutlaka vardır. Siyah jean veya mavi jean... Eğer bu ikisinden birine sahipseniz hazırız demektir.
Bol, dar, yırtık, skinny hiç farketmez...

İlk terchimiz siyah kot pantolon... Çünkü siyahı neredeyse tüm renklerle kombinleyebilirsiniz. Böylelikle üzerine kıyafet uydurma sorununuz da ortadan kalkacaktır.

Siyah kotu en sevdiiğniz favori üstünüzle kombinleyerek işin %80 kısmını halletmiş olursunuz.
Eğer üst konusunda da sıkıntı yaşıyorsanız yardımınıza beyaz tişört koşuyor. Bu da her dolapta olması gereken 10-20 TL ye edinilebilen ve her kombinde kullanılabilen olmazsa olmaz parçamız..

Siyah kot ve beyaz tişörtü giydikten sonra tişörtünüzü kotun içine sokmak, yada belini bağlamak yada sadece bir kısmını içeri sokup salaş bir görünüm yaratmak suretiyle değiişik bir hava katabilirsiniz.

Bundan sonra geriye duruma biraz daha şıklık katmak isterseniz aksesuarlar devreye girmeli.
Gösterişli bir küpe ya da kolye ya da eşarp artık elinizde ne varsa fazlasıyla işinizi görecektir.

Eğer siyah kotunuzu yoksa eminim mavi bir kot pantolununuz vardır ve tüm bu söylediklerimi mavi pantolonunuzla da deneyebilirsiniz.

Gözünüzde canlanmadıysa buyrun örnekler...

Keyifli günler...













Monoton İlişki Çıkmazı

"Bu ilişki monotonlaştı mı?" ...

Deli olmayın ilişkiler kendi kendine monotonlaşmaz, monotonlaşan sizsiniz.. evet evet siz!
Ne ilişkiyi ne de karşınızdakini suçlamayın.

Şimdi bu sözüm ona monotonlaşan ilişkiden kaçıp, hayatınızda ve tüm ilişkilerinizde yaptığınız AYNI şeyleri BAŞKA insanlarla yapmak isteyecekseniz...  Onun tadını alınca da ahlaksızlığınızı modern dünyanın size sunduğu avuntu cümlelerinizle ört pas edeceksiniz. 

Her gün pilav yenmez değil mi ama? Evet bence de...

Pilav kim peki?

Tanıştığımıza memnun oldum demek pilav sizsiniz.  

Sen her gün seninle beraber başka bir ana yemek sunabiliyor musun mesela karşındakine? Merak ettim sadece?

Yine de sıkıldın dimi hep aynı insanla (Ayşe olsun) şeyleri yapmaktan. İşe git, sonra eve gel, yemek ye, televizyon maç izle, haftada bir ya da iki gün dışarı çık, kebapçı güzel olur mesela, belki biraz avm gezmek lazım birer de kahve içip haftayı bitir... 

Çok monoton...

Ayşe çok sıkıcı. Hep aynı şeyler. Ayşe gitsin, başka Ayşe gelsin.

Başka Ayşe geldikten sonra gelsin Operalar, Baleler, Müzeler, Konserler, Maceralı Seyahatlar... Allah'ım ne kadar da heyecan dolu bir ilişki degil mi?
Böyle olacak sanıyorsun değil mi?

Yok.. Olmaz öyle...

Kebapçı Mahmut forever... Hemen yiyip eve maça yetişmen lazım, zaten çok yorgunsun bütün hafta iş yerinde çok yoruluyorsun, tv karşısında koltukla devrilmek istiyorsun zaten patronun da çok gıcık stres oluyorsun bir de çekemezsin sen konserdi baleydi falan...

Yeni Ayşe ile de olmadı napsak...?

Ayna'ya bakmayla başlasak mesela.




Bu Hafta Neler Olacak? 26 Aralık - 01 Ocak

2016 yılının son haftasında bizi neler bekliyor.

Genel olarak bu hafta bizi çok sık ve hızlı duygu değişimleri bekliyor...



Bu hafta neler olacak?


Pazartesi (26/12): Mutluluk verecek, karlı bir işin başlangıcı. Kendini bir işe adama, öğrenme isteği. Yetenekleri geliştirecek, bilgiyi arttıracak bir çalışma. Kurs almak. İnsanı başarıya götürecek bir işte çok çalışılması yönünde bir uyarı. Çalışmaların sonuç vermeye başlaması.


Salı (27/12): Bir rekabet ortamı. Elindekilerle mücadele ederek koruma gereği. İnanılan fikirler uğruna çaba verileceği. Haklı olmanın verdiği cesaret, engelleri aşmak. Zafer, güçlü de olsa rakipleri yenmenin mümkün olduğu yönünde bir işaret.


Çarşamba (28/12): Beklenmedik bir anda kazanç getiren bir yatırım. Konforlu ve güvenli bir hayata kavuşmak. Çevredekilerin beğenisini kazanmak. Güven duygusu, başkalarına ihtiyaç duymamak. İç dünyada huzura kavuşmak, duyguların zenginleşmesi. Hayattan keyif almak. Sosyal ilişkilerde başarı.


Perşembe (29/12): Aklınızdan geçen fikirlerde kararlılık ve güven hakimdir. Bu kart aynı zamanda hayatınızın bir aşamasından diğerine geçişi de ifade eder. Bu ilişki durumunda bekarlıktan evliliğe, işsizlikten iş sahibi olmaya gibi birçok konuda olabilir.


Cuma (30/12): Herkesin içinde fark edilmeyi ve doğal liderlik yeteneklerinizi sergilemeyi seviyorsunuz. Eğer ki, içinde bulunduğunuz yeni bir durum varsa bu konuda kararlı ve risk alır konumda olduğunuzu söylemek mümkün.


Cumartesi (31/12): Etrafınızdaki birini incitebilirsiniz. Birini incittiğinizde aslında kendinizi inciteceğinizi aklınızda bulundurmalısınız. Kartın ifade ettiği bir diğer anlam ise elde etmeyi istediğiniz şeylere ulaşma ve bunu yaparken biraz hile kullanabilme durumunuzun olmasıdır. Bu kurnazca tutum bir başkasının sizi yönlendirmesiyle de olabilir.


Pazar (01/01): İyilik yapmak. İyiliğin size mutluluk getireceği, yeni fırsatlar sağlayacağı yönünde bir işaret. Kaderin kabullenişi, bazı gerçeklerin değiştirilemeyeceğini kavramak.Basan ve mutluluk, iyi şans. Olayların yeni bir devreye girmesi. Bir problemin çözümü, beklenmeyen yararlı değişim.


Keyifli haftalar...

Bu Hafta Neler Olacak? Haftalık Tarot Açılımı - 2016 51.Hafta

Merhabalar,

Bugün biraz haftalık tarot açılımından ve bu hafta için yaptığım açılımlar sonucunda haftanız nasıl geçecek bakalım...

Haftalık tarot açılımı hafta başlarında yapılabileceği gibi haftanın her hangi bir günü de yapılabilir.

Açılım tam olarak aşağıdaki sıralama ile yapılır...

bu hafta neler olacak
Haftalık Tarot Açılım
Karlar resimde görüldüğü sıra ile seçilerek açılır. Her bir numara haftanın bir gününü temsil eder ve o gün yaşayabileceklerimizle ilgili bizlere ipuçları verir.

8. kart ise haftanın genel olarak nasıl geçeceği ile ilgili yorumlar yapmamızı sağlar ve diğer 7 kartın anlamlarını olumlu ya da olumsuz anlamda değiştirici bir güce sahiptir.

Kartlar yorumlanırken bir önceki ve bir sonraki günün kartı ile beraber değerlendirilmelidir.
Zaman akışı içerisinde olan tüm açılımlar için bu nokta çok önemlidir.

Yaşamda tüm gerçekleşenler neden ve sonuç ilişkisine bağlıdır, bu yüzden bugün yaşadıklarımız, yarın bize ne yaşayabileceğimizle ilgili ipuçlarını verir.

Önemli olan bu ipuçlarını yakalamak ve kartlar aracılığı ile bilinçaltı gerçeklerini gün yüzüne çıkarmaktır.

Bu yüzden bu açılımda her kart hem kendi başına bağımsız hem de bir anlamda önceki ve sonraki kartlara bağlıdır.

Sadece hafta başında değil haftanın diğer günlerinde de bu açılımı yapabilirsiniz.
Bu durumda 1 numaralı kart, ertesi günün kartını temsil edecektir.
Örnek olarak açılımı çarşamba için yapıyorsanız 1 numaralı kart Perşembe gününü temsil edecektir 7 numaralı kart ise haftaya çarşambayı temsil edecektir...

Bu hafta sizler için yaptığım açılımdan yola çıkarak haftaya dair bazı ipuçlaru şu şekilde...

Pazartesi (19/12) - Yaptığınız işlerden memnun değilsiniz. Tüm olanları değiştirmek istiyorsunuz. Bir süre sabırlı olun.

Salı (20/12)- Hassas ve alıngan bir gün geçirebilirsiniz. İnandıklarınızın peşinden gitmekten vazgeçmemelisiniz.

Çarşamba (21/12)- Geçmişte yapmış olduğunuz hataların sonuçları ile yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. Hatalarınızı inkar etmeyin ve önce kendinize karşı adaletli olun..

Perşembe (22/12)- Emeklerinizin karşılığını alamadığınızı düşüneceğiniz olaylar bekliyor sizi. Hem iş hem de aşk yaşamınızda...

Cuma (23/12)– bugün yeni kişilerle tanışmak için önemli fırsatlar geçecek elinize. Özellikle bekarlar mutlaka sosyal ortamlara karışmalı.

Cumartesi  (24/12) – Meslek değişim kararları veya iş arama ve iş başvurularında bulunmak için çok olumlu bir gün.

Pazar (25/12) – içimizdeki korkular yeşermeye çalışabilir ve isteklerinizi gerçekleştirme arzularınızı bastırabilir. Korku duygunuzla savaşmaya hazır olun. 

Daha fazlası için tıklayın ve takip edin...
https://www.instagram.com/tarotrehberi/
https://twitter.com/tarotrehberi

İyi haftalar olsun...



















Sorularınızı Tarot Kartları Cevaplasın


Tarot kartlarının yüzlerce farklı kullanım şekli olmasına rağmen, en çok bilinen ve belki de en sık kullanılan şekli soru sorup cevabını alma yöntemidir. 

Tarot kartları sorunız ne olursa olsun, içeriği, şekli, konusu ne olursa olsun sizlere cevap vermeye hazırdır.

Sorduğunuz sorunun cevabının yanında derin bir rehberlik bilgisi almaya hazırsanız tarot kartları size bundan daha fazlasını vermeye de hazırdır. 

Hayatımın aşkıyla ne zaman karşılaşacağım?
Evlilik benim için ne kadar yakın? 
Bu işyerinde terfi alabilecek miyim?
İki şey arasında kararsız kaldım, hangisi daha iyi bilemiyorum?
Ailemin, sevdiklerimin sağlık sorunları çözülecek mi?...

Soruları istediğiniz gibi çeşitlendirebilirsiniz. 

Sorular genel ya da spesifik olabilir. 

Genel sorular sorduğunuzda cevabınız da ona göre daha genel olacaktır. Mesela gerçek mutluluğu ne zaman tadacağım? Bu çok genel bir sorudur. 
Kartlar bu sorunuza da yanıt verecektir, kartlar seçim yapmaz... Siz sorarsınız onlar cevap verir... 
Mutluluğa giden yolda neler yaptığınızı, bundan sonra neler yapacağınızı ya da  neler yapmanız gerektiğini size söyler... 

Daha detaylı ve spesifik sorularda sorabilirsiniz. Bunlar zaman temalı sorular da olabilir ya da sadece evet/hayır cevabı içeren sorularda olabilir. Ahmet/Ayşe ile evlenecek miyim? ya da Ne zaman terfi alacağım? gibi. 

Sorularınıza istediğiniz kadar detay ve bilgi yükleyebilirsiniz. 

Unutmayın kartlar sizlerin enerjisini yansıtır.  

Bazen sorularınızın cevabı başka olaylarda gizlidir ya da bazı etkenlere bağlıdır. Kartlar bunları da size söyleyecektir...
Sorunuzla ilgili kafanızda hiçbir soru işareti kalmayana kadar kartlar konuşur...
Önemli olan dinlemeyi seçmektir.

Soruları yazarken basit örnekler verdim ancak kartların yüzyıllar boyunca tarihin akışını değiştiren kararlarda etkili olduklarını unutmayın...

Sorunuzun derinliği ya da zorluğunun önemi yoktur. Kartlar her daim rehberliğe hazırdır...

Sorularınızı bu yazının altına yorum olarak yazabilirsiniz. Sizlere zevkle yardımcı olurum...
Ya da daha özel olsun istiyorsanız, teşekkür yorumunuzla birlikte mail adresime mail atabilirsiniz.
Sizlere yardımcı olmaya hazırım...

Lütfen yazımı sorularına cevap bulamayan arkadaş ve tanıdıklarınıza yönlendirin birlikte onların yolunda ışık olalım...

Sevgiyle kalın...


tarotrehberi@gmail.com







Tarot ve Astroloji



İlk bilinen tarot kartları ve çizimleri MS 600'lü yıllara dayanmaktadır. Yani bugün çoğu kimse tarafından küçümsenen ya da dikkate alınmayan bu kartların tam 1400 yıllık tarihleri vardır. 

Böyle eski ve köklü bir tarihe sahip olan ve bunca yıl geçmesine rağmen geçerliliğini ve kullanımını kaybetmemesi sizce de kartlara inanmak için yeterli değil mi?

600'lü yıllardan 15. yüzyıla kadar değişkenlik göstermekle beraber bu tarihler arasında devletler, ordu komutanları ve siyasi ilişkilerde rol oynayan toplumun ileri gelenlerinin karar aşamalarında tarot kartlarının yardımına başvurulduğu bilinmektedir. 

Bugün hepimizin takip ettiği astrolojinin temeliyle tarot kartlarının temelleri aynıdır. Ve bugün bir bilim dalı olarak kabul edilen astroljinin tarot ile olan derin bağlantısı herkes tarafından bilinmekte ve kabul edilmektedir. 

Herkesin anlayabileceği bazı basit örnekler vermek gerekirse... 
4 tarot grubu astrolojideki 4 grubu temsil eder. 
Her burca karşılık bir major arkana kartı bulunmaktadır. 

Detaylarda astroloji ile örtüşen binlerce bilgi bulunmaktadır. 

Tarotun astrolojiden farklı olan tek yanı sezgilerdir. Bugün iyi bir tarot okuyucusunun en az bir astrolog kadar gökyüzü bilgisine hakim ve bunun yanında bunları doğru yorumlamaya yarayan kuvvetli sezgileri olması gerekmektedir. 

Bugün astrologlar doğum haritaları yardımıyla sizlerin geçmişte yaşadıklarını ve gelecekte yaşama ihtimali olduğunuz şeyleri yüksek tahmin yüzdeleri ile söyleyebilmektedirler. 

Tarot kartları da sizlere tüm geçmiş ve olası gelecek tahminlerini verebilir. 

Tarot kartları astroloji bilgisi ve sezgilerin muhteşem harmanıyla yoğrulmuştur ve iyi bir okuyucu tarafından hayatınızı sonsuza kadar değiştirmenize olanak sağlar...

Ancak unutmayın gelecek yalnızca sizin ellerinizde, tarot kartları ve bizler sadece sizlerin yardımcısı olabilmek için buradayız.

Yardıma ihtiyacınız olduğu her konuda bilgi almak için yorum yazabilir ya da özel konularınız için e-mail adresime yazabilirsiniz...

Sevgiyle kalın...


tarotrehberi@gmail.com





Tarot ile Tanışın!

Tarot kimileri için eğlence amaçlı bir oyundan ibaret kimileri için saçmalıktan ibarettir. Ancak kartları ve kartların sihirini bilenler için bir yol gösterici bir rehber bir kurtarıcıdır kartlar... 

Şimdi bu yazıya ulaşanları ön yargısız biçimde kartları anlamaya çalışmaya ve onlara bir şans vermeye davet ediyorum... En kötü ve en değersiz şey bile bir şansı hakeder... Bu şansı ona burada verebilirseniz ne mutlu bana...

Önce tarot kartları ile bilmeniz gereken en temel şeyden bahsedelim. Kartlar günümüzde pek çok kişi tarafından (bunlara umut tacirleri demek en doğrusu) tarafından kötü niyetle kullanılmaktadır. 

Lütfen bu kişileri ve bunlarla ilgili yaşadığınız veya duyduğunuz kötü tecrübelerinizi şu an kafanızdan atın ve tamamen objektif olmaya çalışarak okumaya devam edin. 

En temel hata tarot kartlarına bir fal aracı olarak bakmak ve tarot okuyucularına falcı muamelesi yapmaktır. 

"Tarot kesinlikle fal değildir, tarot yol göstericidir"

Dinleri ne olursa olsun tüm Allah'a inananlar, kaderin varlığını ve geleceğimizin kaderimiz tarafından şekilleneceğini bilir ve ona inanırlar. ancak yine de umut tacirlerinden medet umup geleceği öğrenebilmek adına bir sürü para, zaman ve emek harcamaktan çekinmezler.

Gelecek aslında bizim elimizdedir. Herkes için iyi ve doğru olan bir yol vardır kaderde...
Mühim olan o yolu bulabilmek ve bulduktan sonra dosdoğru yürüyebilmektir...

"Yaşamımızdaki tüm kötülükler, bir gün bir yerde bilerek ya da bilmeyerek yapmış olduğumuz yanlış seçimlerimizin sonucudur..."

İşte tarot burada bizim için devreye girer. Bize seçimlerimizin doğru olup olmadığını söylemek için, hangi yoldan ne zaman yürürsek bizim için en hayırlı olduğunu söylemek için, karanlıkta kaldığımızda yolumuzu aydınlatmak için, düştüğümüzde kalkmamıza yardımcı olabilmek için, kısacası tüm hayatımıza rehberlik etmek için kartlar yardımınıza hazırdır...

-Bu çok saçma kartlar olmadan doğru yolu bulamaz mı hiç kimse?
Aklınıza bu soru düşebilir. Şöyle açıklamak isterim ki...
Doğru yol her zaman oradadır kartlar onu yaratmaz. İnançlarınız ya da dininiz ne olursa olsun hepsi size doğru yolu gösterir ve oradan gitmenizi söyler... Hangi yaradan yarattığının kötülüğünü isteyebilir ki...
Peki neden herkes göremez ya da bulamaz bu bizlere çizilen doğru yolu?
Beş parmağın beşi bir değildir. Biz insanlar, her birimiz çok farklı özellik ve karakterdeyiz. 
Bazen egomuz, bazen hırsımız, bazen gururumuz, bazen öfkemiz, hatta bazen umutlarımız bile bizi kör edip doğru yolu görmemize engel olabilir... 
Tüm bu insanı duygular bazen bizi yanlış yollara sürükleyebilir... 
İşte burada bizi bu yoldan çıkaracak rehberimiz olabilir Tarot kartları...
Eski Mısırlıların kullandıklarından bu yana yaptığı gibi...
Doğru yeri, doğru zamanı söyler bize.
Seçimlerimize yön verir.

Kafanızda beliren bu hayatı ben seçmedim ki, ailemi ben seçmedim ki gibi birçok soruları duyar gibiyim... Evet bazı durumlarda seçim şansı verilmeden şansızlıkları ve kötülükleri hayatımızda görmüş olabiliriz, hiç elimizde olmayan sebeplerden ötürü acı tecrübeler yaşamak zorunda kalmış olabiliriz. 
Seçimlerimiz dışında edindiğimiz ya da edineceğimiz kötü tecrübeler bizleri hayat yolunda eğitmek ve ders vermek için varlar... Bu dersleri almanız sizin iyiliğiniz içindir, bazen daha iyisini görün diye, bazen size yeni kapılar açılsın diye bazen hayatınız değişsin diye... Sayısız nedenlerle hayatımızda almamız gereken dersler olabilir. Ancak bu dersi anlamadığımız ve almadığımız sürece, hayat bize bunu öğretene kadar seçimimiz dışında yollara sokacaktır bizi.
Evet bu seçim dışıdır... Ancak dersi almak, öğrenmek ve bir daha bunun tekrarlanmamasını sağlamak sizin seçiminizdir. Rehberiniz tarot olabilir. (Bakın olmak zorunda değildir bu bir tercihtir, sadece tarot işleri kolaylaştırmak için vardır...) 

Bu seçimlerimiz dışından yaşadığımız olaylar hayatımızın büyük bölümünü etkiliyorsa, tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamak durumunda kalıyorsak, işin içinden çıkamıyor ve her 
şey daha da kötüye doğru gidiyorsa yeniden düşünmek gerekir. Burada bir kaderden çok bir hata söz konusu olabilir. Bir türlü ben nerede hata yaptığınızı anlayamıyorsanız, tarotun size rehberlik etmesine en az bir kere izin verin... Hayatın zaman içinde nasıl kolaylaştığını görünce inanamayacaksınız...


"Sözcüklerin dili yeterli değildir. Bilinçaltı görüntülerle konuşur. Ruhunuz size görüntülerle rehberlik eder. Rehberliği alıp sesini duymak isteyen kartlara kulak versin..."

Tarot ile insanların yeniden tanışmaları yolunda söyleyecek çok sözüm var.
Ama kartlarım bugünlük bu kadar yeter diyor...
Rehberliğe inanan ya da inanmayan, bir kez denemek isteyen, ücretsiz rehberlik için benimle mail yoluyla iletişim kurabilir...

Eğer yazımı beğenirseniz, daha çok kişiye ulaşması ve yardımım dokunması açısından lütfen yorumlarınızı aşağıya yazın ve bu yazıyı paylaşın...

Maillerinizi bekliyorum...

tarotrehberi@gmail.com






Erkekleri Anlamak Neden Bu Kadar Zor?

Bir önceki yazımda (Kadınları Anlamak Neden Bu Kadar Zor? ) kadınları anlamanın zorluklarından bahsetmişken şimdi de erkekleri anlamaktan bahsedelim.
 İtiraf etmeliyim ki burada işimiz çok daha kolay J Evet erkekleri anlamak kadınları anlamaya kıyasla daha kolay bence...


Başlamadan önce dünkü yazımın giriş kısmına yer veriyorum önce...

“İletişimsizlik çağımızın en büyük problemlerinden biri.
Hem iş hayatımızda hem sosyal hayatımızda hem de ikili ilişkilerimizde yaşadığımız tüm sorunların ya da gerginliklerin altında yatan gizli düşmanımız; iletişimsizlik.
Peki nedir iletişimsizlik.. Bazen karşımızdakini anlayamamaktan bazen de kendimizi anlatamaktan kaynaklanan, aynı frekansta olamama durumudur...
Karşılıklı konuşmalarımız ya da tartışmalarımızda şunu en az bir defa mutlaka yaşamıştır. “Ben ne diyorum, sen ne diyorsun” ya da “Ama sen beni hiç dinlemiyorsun” ya da “Ne alakası var”. Bu cümleleri söyleyen siz de olabilirsiniz karşı taraf da, hiç fark etmez doğru olan şu ki kim söylerse söylesin o an için gerçekten haklı olabilir.
Kimi zaman inandığımız ya da savunduğumuz duygu ve düşüncelerimiz mevzu bahis olduğunda onları korumak ve doğruluklarını ispatlamak için kendimizi dışarıya tamamen kapatıp, konuyla ilgili tüm bildiklerimizi karşı tarafa aktarmak isteriz.  Bu da karşımızdakini dinlememeye, ya da dinlesek bile tam olarak algılayamamıza sebep olur. Aynı tavrı karşı taraf da sergiliyorsa o da sizi anlamıyor ve duymuyor olacaktır.  Bu noktada iki tarafın anlaşması ya da bir noktada uzlaşması mümkün değildir.
Bu sandığınızdan da fazla insanın başına geliyor buna emin olabilirsiniz. Bu yüzden erkek arkadaşım beni neden anlamıyor ya da kız arkadaşım beni neden anlamıyor diye endişeye kapılmayın.”
Öncelikle kadın ve erkek beyinlerinin tamamen farklı işlediğini kabul ederek başlayın. Ve hiçbir zaman hayatınızıdaki kişiyi %100 anlayamayacağınızı da kabul edin J Kulağa zor gelebilir ancak 20-30 yıllık karı kocalardan bile bu cümleyi rahatlıkla duyabilirsiniz.
Sonra dinlemeyi öğrenin ve empati kurmayı deneyin. Bunlar genel tavsiyeler, hepimiz için geçerli olan.”

kissing


Artık biraz kadınlarımıza özel erkekleri anlama ipuçları vermeye başlayabiliriz.  

Kadınların tam tersi olarak erkeklerin söyledikleri şeyler ve kurdukları cümleler düz mantık ışığında söylenmiştir. Biz kadınların genelinde olduğu gibi çeşitli imalar, başka başka kasıtlar ya da laf sokma çabası yoktur çoğu zaman. Ancak kişi kendinden bilir işi.. J burada biz kadınların yaptığı hata söylediklerinden farklı anlamlar çıkarmaya çalışmak ve üstünde düşünerek acaba ne demek istedi acaba neyi kastetti diyerek zihnimizi boş yere yormak. Erkeklerin söylediklerinin altında ima aramayın kızlar, onlar düşünme ve konuşma mekanizması olarak çok daha basit yaratıldılar. Sadece salt söylediklerine odaklanın, ancak daha fazlasını duymak ve öğrenmek istiyorsanız onlara direkt sorular sorup cevaplarını almaya ihtiyacınız var demektir. Lütfen siz de onlara soru sorarken olabildiğince açık ve net olun, ancak böyle istediğiniz cevapları daha net olarak alabilirsiniz. Burada erkeği anlamanın zor olmadığını ve aslında bazen işleri bizim zorlaştırdığımızı söylüyorum maalesef J

Erkekler gözünüzde her ne kadar güçlülüğü, koruyuculuğu, cesareti simgelese de olay ikili ilişkilere geldiği zaman ne yazık ki bunların hiçbiri erkeklerde göremezsiniz. Evet onlar dış dünyaya karşı güçlü dururlar, yeri gelince sizi ya da ilişkinizi koruyup kollarlar, ancak bunlar dış dünyaya karşı... İşler ikinizin arasındaki duygusal meselelere gelince bir anda kedi oluverirler, kararlılıkları ve cesaretlerinden eser kalmaz. Söyleyeceklerini söyleyemezler, atmaları gereken adımları atamazlar, sorunların üzerine gitmek yerine onlarla yüzleşmekten korktukları için kaçmayı tercih ederler... Bu örnekleri uzatabilirsiniz, eminim ki hepiniz benzer durumlarla karşılaştınız. 

Bu durumda iki seçeneğimiz var.. İlki onları var olan sorunun çözümü için cesaretlendirmek.. Bu her erkekte işe yaramaz maalesef siz istediğiniz kadar konuşup telkinde bulunun karşı taraf kaçmaya devam eder. Bundan sonra geriye tek bir yol kalıyor bu da çözümü sizin belirlemeniz. Biliyorum bu yol iki kişinin bir ilişkide ortak karar verme prensibine çok aykırı. Ancak çözümü bilmeyen, bilse de buna cesaret edemeyen erkek için daha iyi bir yol yok. Siz çözümü ona sunduktan sonra zaman içinde onun tepkilerini görebilirsiniz. (Belki şuradan da yardım alabilirsiniz..  İlişkiniz Yolunda Gitmiyor mu? )

Çok basit bir örnek: Sevgiliniz size artık ilgisiz davranıyor, ilişkiye karşı ise çok vurdumduymaz bir tavır sergiliyor... Siz artık sizi sevmediğini ve eskisi gibi hissetmediğini düşünüyorsunuz. Bunu da onunla belki birden fazla kez konuştunuz. Ancak o her şeyin yolunda olduğunu sizin onu yanlış anladığınız söyledi belki de J bu konuşmaları birden fazla kez yaşayıp hala sonuç alamadıysanız artık aksiyon alma zamanınız gelmiş demektir.  Kısa bir ayrılık kararı ya da bir ara verme kararı bu sorunu kökten çözecektir. Ya iyi ya kötü J ama çözecektir.  Emin olun seven erkek sizden ayrı kalmaya dayanamayacak ve bir süre sonra kendisi size dönecektir ancak bu ayrı kalınan süreçte arayıp sormayan erkek ise aslında onun istediğinin bu olduğunu açık edecektir.

Burada biz kadınların yaşadığı ikilem şu ki bazen karşımızdakini o kadar çok seviyoruz ve o kadar çok ona bağlanıyoruz ki onun ne hissettiğinin bir önemi  kalmıyor. Bütün benliğimizi ona adayıp onun sadece yanımızda olmasından ve istemese ayrılırdı nasıl olsa diye kendimizi avutuyoruz. Aslında avutmak değil gerçekten öyle düşünüyoruz ve inanıyoruz. Ama erkekler için istemese ayrılır diye bir kaide yok ne yazık ki. Bu durum sizi zamanla yıpratacak ve üzecektir. Ancak bunu anlamak için de çoğu kimse için zaman alır... Zaman çok değerli ve onu kaybetmek istemiyorum diyenler için ise aksiyon vakti gelmiş demektir J

Bu saydıklarım her ilişkide karşılaşabileceğiniz temel problemler... En temel sorunlarınıza bir parça yardımcı olablir belki bu anlattıklarım.

Size özel sorunlarınız varsa dinlemeye ve çözüm bulmaya hazırım...


Sorularınızı bekliyorum...

Kadınları Anlamak Neden Bu Kadar Zor?

İletişimsizlik çağımızın en büyük problemlerinden biri.

Hem iş hayatımızda hem sosyal hayatımızda hem de ikili ilişkilerimizde yaşadığımız tüm sorunların ya da gerginliklerin altında yatan gizli düşmanımız; iletişimsizlik.

Peki nedir iletişimsizlik.. Bazen karşımızdakini anlayamamaktan bazen de kendimizi anlatamaktan kaynaklanan, aynı frekansta olamama durumudur...

Karşılıklı konuşmalarımız ya da tartışmalarımızda şunu en az bir defa mutlaka yaşamışdır. “Ben ne diyorum, sen ne diyorsun” ya da “Ama sen beni hiç dinlemiyorsun” ya da “Ne alakası var”. Bu cümleleri söyleyen siz de olabilirsiniz karşı taraf da, hiç farketmez doğru olan şu ki kim söylerse söylesin o an için gerçekten haklı olabilir.

Kimi zaman inandığımız ya da savunduğumuz duygu ve düşüncelirimiz mevzu bahis olduğunda onları korumak ve doğruluklarını ispatlamak için kendimizi dışarıya tamamen kapatıp, konuyla ilgili tüm bildiklerimizi karşı tarafa aktarmak isteriz.  Bu da karşımızdakini dinlememeye, ya da dinlesek bile tam olarak algılayamamıza sebep olur. Aynı tavrı karşı taraf da sergiliyorsa o da sizi anlamıyor ve duymuyor olacaktır.  Bu noktada iki tarafın anlaşması ya da bir noktada uzlaşması mümkün değildir.
Bu sandığınızdan da fazla insanın başına geliyor buna emin olabilirsiniz. Bu yüzden erkek arkadaşım beni neden anlamıyor ya da kız arkadaşım beni neden anlamıyor diye endişeye kapılmayın.



Öncelikle kadın ve erkek beyinlerinin tamamen farklı işlediğini kabul ederek başlayın. Ve hiçbir zaman hayatınızıdaki kişiyi %100 anlayamayacağınızı da kabul edin J Kulağa zor gelebilir ancak 20-30 yıllık karı kocalardan bile bu cümleyi rahatlıkla duyabilirsiniz.

Sonra dinlemeyi öğrenin ve empati kurmayı deneyin. Bunlar genel tavsiyeler, hepimiz için geçerli olanJ Şimdi önce sabırsız erkeklerle başlayalım... Sayın sabırsızlar eğer karşınızdaki kadını anlayamamaktan şikayet ediyorsanız bir kaç temel sebep ve çözüm önerilerim olacaktır.

Öncelikle kadının söylediği şey aslından söylemek istediği şeyden farklıdır. Bu %90 böyledir. Altında başka birşey vardır mutlaka bu yüzden yapmanız gereken şey söylediği şeyin üstüne gitmek değil altında yatan sebebi anlamaya çalışmak olmalıdır. O an kadının ağzından çıkan kelimeler tamamen saçma da gelebilir size bu yüzden ne saçmalıyor bu durduk yere diye düşünmeyin, bunun altında ne olabilir diye düşünün. Eğer anlıyamıyorsanız, ona değişik sorular sorarak konuşturmayı deneyebilirsiniz. J Konuşmayı seviyoruz nihayetinde... Bununda size sıkıcı ve yorucu geldiğine eminim ama inanın bu kadınların çoğu zaman bilinç dışı yaptığı bir eylemdir. Doğrudan söylemek ya da talep etmek yerine dolaylı yolları tercih edip, biraz da sizin çabanızla siz bunu anlayın istiyoruz.. Sanki doğrudan söylediğmizde işin büyüsü kaçıyor gibi J Eminim bunu hiçbir zaman mantıklı bulmayacaksınız ama mantık aramayın sadece kabullenmeyi deneyin J

Hatta kadın belki sizden aslında hiçbir şey istemiyor o anda, belki sadece bir yada iki gün öncesinde onu incittiğiniz ya da kırdığınız bir sebepten ötürü size kızgınlığı bir anda kabardı ve sadece onun acısını çıkarıyor belki de... Böyle bir şey sezerseniz ya da aklınıza gelirse eğer sakince susun ve dinleyinJ asla kazanamayacağınız bir tartışmaya girmeyip onu sakinleştirmeye çalışın... Çünkü bu tarz bir tartışmada kazanan ya da kaybeden olmaz, amaç sadece biraz deşarj olmak biraz da hınc almak olabilir, bırakın olsun alsın.. sonrasında pamuk gibi olacaktır kadınımız J

Tartışmanın ortasında arkasını dönüp giden, yada bulunduğunuz yeri terkeden bir kadınla karşılaşırsanız ve eğer ki size sakın peşimden gelme diyorsa aslında gel demek istiyordur. Evet naz ve kapris seviyoruz, ve peşimizden koşulup kovalanmasına da bayılıyoruz, kavga anında bile bunu düşünebiliyoruz ve bu oyunu oynayıp eğer siz de eşlik ederseniz en azından bu şekilde rahatlamak istiyoruz. Bu yüzden peşinden gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum, belki de sizin peşinden gidip gitme demenize, elini tutmanıza ya da sarılmanıza ihtiyacı olabilir...

Bu saydıklarım her ilişkide karşılaşabileceğiniz temel problemler... En temel sorunlarınıza bir parça yardımcı olaiblir belki bu anlattıklarım.

Size özel sorunlarınız varsa dinlemeye ve çözüm bulmaya hazırım...

Sorularını bekliyorum...




Sevgilim Neden Evlenmek İstemiyor?


Erkekler neden evlenmek istemezler ve kadınlar erkekleri evliliğe ikna etmekte neden bu kadar zorlanırlar?

Bu ve bunun gibi sorular günümüze ilişkilerin çoğunu meşgul etmektedir.

Kimi erkekler sevdiği kadının elinden kolayca tutup onunla sonsuzluğa adım atmaya hazırken kimi erkekler için ise bu sandığınızdan çok daha zordur.  Günümüzde evliliğe sıcak bakmayan bu erkeklerin sayısı hızla artmaktadır. 

Tabii ki onların da  evlenmekten korkmak için geçerli sebepleri var... Öncelikle bu sebepleri biliyor ve onları anlıyor olmamız gerekmektedir. Bu sebeplerden bazıları şunlar

  • Günümüzde boşanma oranlarının gitgide artması.
  • Toplumun değişime uğraması ve hem kadına hem erkeğe daha özgür bir yaşam sunması.
  • Aile ortamı ve yetişme tarzı.
  • Daha önce tecrübe edilmiş uzun süreli ve sonu kötü biten bir ilişki yaşamış olmaları.
  • Aldatılmış olmaları ve aldatılma korkuları
  • Zor hayat şartları ve sorumluluk almaktan kaçınma durumu.
  • Evlilik sürecinin getireceği maddi problemlerin gözlerini korkutması.
  • Var olan düzenlerini bozmak istememeleri.  


Bunlar en genel geçer sebeplerden yalnızca bir kaçı. Hepsini burada saymaya kalksak sayfalar yetmez sanırım.

Evlenmekten korkmak
Evlenmek mi?!


Hepsinin aslında çözümü var yeterki doğru yaklaşmayı bilelim...

Kimileri ise bu görüşüme katılmayıp, evlilik iki tarafın isteğiyle olmalı, bir takım oyunlarla ya da taktiklerle olmamalı diyebilir.

Burda anlamamız gereken nokta kimsenin kimseyi kandırmadığı...

Erkekler kadınlara göre daha korkaktır. Belki bunu böyle söylemek acımasız gelebilir sizlere, o zaman şöyle söyleyelim.. Kadınlar ne istediğini daha net bilirler ve istedikleri şeyler uğruna fedakarlık yapmaktan asla kaçınmazlar, bedel ödemeleri gerekse bile öderler şikayet etmezler herşeyi göze alabilirler, yeterki istesinler... 

Erkekler de ise çoğu zaman böyle bir bakış açısı mümkün olmaz.

Burada bizim yapmamız gereken erkekleri ikna etmektir. Gereksiz tasa ya da endişeye kapıldıkları konularda onlara sorun çıkmayacağının güvencesini vermemiz gerekir. Ya da karşılaşabiliecek ufak sorunlara nasıl çözüm bulacağınız konusunda yönlendirmeler yapmanız gerekir. Burda erkeğin ihtiyacı olan şey kadının cesaretidir. Sizin onu cesaretlendirmenize ihtiyacı vardır, böylelikle kendine güveni gelecektir...

Burada yok yere bir başkasını yüreklendirmekten bahsetmiyorum... Anlatmak istediğim erkeğin korkularının arkasındaki güveni ve cesareti ortaya çıkarmak...

Bu aşamada da biz kadınlar devreye gireriz...

Detaylı sorun ve çözümler gelecek yazılarımda...

Ancak sorularınıza itinayla cevap verilir....

Herkese mutluluklar (:


Blogger tarafından desteklenmektedir.